DİDEM ERYAR ÜNLÜ
Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol Kam’ın nükleer pil prototipi üzerinde bir çalışması bulunuyor. Prof. Dr. Kam, “Nükleer piller, uzay araçları ve derin deniz araştırmalarında, termoelektrik üreticilerde, kalp pilleri ve mikro-elektrik akımlı terapötik uygulamalar ve tıpta fizyolojik izleme gibi sağlık araştırmalarında, askeri amaçlı düşük akım gerektiren mikro elektromekanik sistemlerde (MEMS), hibrid batarya sistemi içerisindeki kimyasal pillerin ve süper kapasitörlerin 24 saat boyunca damlama şarj sistemiyle şarj edilmesinde, ultra düşük güç gerektiren sensör ve işlemcilerin uzun yıllar boyunca otonom ve aktif olarak izlenmesinde kullanılan oldukça önemli ve stratejik bir çalışma alanıdır” diyor.
Ülkemizde bu tür uygulamalar yapan sektörlerde bu teknolojinin kullanılabileceğini ifade eden Prof. Kam, “Günümüz teknolojisinde uzun süreli batarya gereksinimi duyulan teknolojik alanlar göz önüne alındığında bu teknolojinin faydaları önümüzdeki yıllarda daha iyi anlaşılacak” diye ekliyor. Nükleer pil teknolojisinin sağlayacağı faydaları Prof. Kam’dan dinledim:
Türkiye’de bu alanda yapılan ve başarılı sonuç alınan ilk deneysel Ar-Ge çalışması
“Nükleer pil ile ilgili çalışmalara 2015 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsüne sunulan doktora tez önerisiyle literatür araştırmaları yapılarak başlandı. Ardından 2017 yılında Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK)’na verilen projenin kabulü ve laboratuvar altyapısının tamamlanmasıyla beraber ciddiyet kazandı. Öğrencim Selim Aydın tarafından TAEK bünyesinde yürütülen nükleer pil projesi halen devam etmekte. Bu çalışmadan, 2019 yılında bir doktora tezi, uluslararası bir makale ve bildiriler yayımlandı. Ayrıca bu projenin bir kısmı da Yıldız Teknik Üniversitesi Bilimsel Araştırma Proje Koordinatörlüğü tarafından da desteklendi. Yapılan proje kapsamında ilk çalışan nükleer pil prototipi 2018 yılı sonunda geliştirildi. Halen pilin veriminin ve gücünün artırılması üzerine araştırmalara devam ediliyor.
Daha önce yapılan gerek makale gerek tez araştırmalarına bakıldığında, radyoaktif kaynak kullanılan bu teknoloji için gerekli altyapı ve deneysel bilgi kazanımının oldukça zor olması nedeniyle, bu çalışmaların ağırlıklı olarak teorik çalışma ve bilgisayar modellemesi düzeyinde yapıldığı görülür. TAEK desteği ve imkanları ile yapılan nükleer pil projesinde ise tüm bileşenler ülkemizde üretildi. Bu kapsamda yapılan çalışma, Türkiye’de bu alanda yapılan ve başarılı sonuç alınan ilk deneysel Ar-Ge çalışması olma özelliğini taşımakta.”
Bu alanda genç araştırmacıların yetiştirilmesi gerekli
“ABD’deki ticari firmalara bakarsanız bu alandaki deneysel Ar-Ge araştırmalarının en az 35 yıl önceye dayandığını görürsünüz. Yapılan projeyle ilk prototip geliştirildi ve Yıldız Teknik Üniversitesinde yapılan tez çalışması ile de ülkemizde bu alanda ilk deneysel doktora çalışması yapılmış oldu. Yapılan bu kapsamlı tez, bundan sonra yapılacak araştırmalara iyi bir referans ve kaynak teşkil edecektir. Ancak çıkış gücünün artırılması ve daha yüksek verimleri pillerin üretilmesi için bu alanda yeni Ar- Ge çalışmalarının yapılması, genç araştırmacıların yetiştirilmesi, konuyla ilgili farklı disiplinlerden teknik araştırmacıların bu gibi projelerde görevlendirilmesi gerekiyor. İnsan yetiştirilmeden, tek bir projeyle birkaç yılda büyük sonuçlar beklemek rasyonel bir yaklaşım olmaz.”
Bu ileri teknolojiyi özel sektöre anlatmak gerekiyor
“Yapılan proje Türkiye Atom Enerjisi Kurumu bünyesinde başlatıldı ve çalışmanın farklı araştırma merkezi ve laboratuvarların işbirliği ile multidisipliner bir şekilde yürütülmesi öngörüldü. Zira proje; nükleer fizik, vakum fiziği, malzeme bilimi, radyoizotop ince film kaplama, yarıiletken teknolojisi, modelleme ve simülasyon, elektronik, yazılım ve otomasyon gibi birçok farklı alanının beraber çalışmasını gerektiriyor. Bu amaçla projede Bilkent Nanoteknoloji Araştırma Merkezi (NANOTAM) ile beraber çalışıldı, yarıiletken üretimleri yapıldı. Yapılan tüm ölçüm ve testler için öğrencim Selim Aydın tarafından TAEK bünyesinde Nükleer Fizik Araştırma Laboratuvarı kuruldu ve radyoaktif kaynaklar üretildi.
Öğrencimin 2018 yılında katıldığı, Ankara Kalkınma Ajansı koordinasyonunda ATO Congresium’da gerçekleşen “TechAnkara Proje Pazarı” etkinliğinde nükleer pil projesi, 640 proje arasından ilk 10 proje arasına girerek stantta sergilendi ve Teknopark Ankara Ofis Ödülü kazanıldı. Etkinlik sonrasında, İleri teknoloji ve yüksek katma değer odaklı yenilikçi ürünlerin ticarileşmesi ve işbirliği olanaklarının değerlendirilebilmesi amacıyla, proje sahipleri ve Türkiye’nin en önemli 26 yatırımcı kuruluşu arasında B2B görüşmeleri gerçekleştirildi. Nükleer pil projesi ile ilgilenen Türksat A.Ş. ve SSTEK Savunma Sanayi Teknolojileri A.Ş. ile ikili görüşmeler yapıldı. Bu kapsamda özel sektörün bu ileri teknolojiye daha fazla ilgi göstermesi için Türkiye’de ilk kez yapılan bu başarılı çalışmanın tanıtılması ve anlatılması gerekiyor.”
KÜRESEL PAZAR PAYI 200 MİLYON DOLAR CİVARINDA
“Nükleer pillerin dünya ekonomik pazarındaki pazar payı yaklaşık 200 milyon dolar civarında. Diğer yandan nükleer pil, sıradan teknolojik bir ürün gibi yurtdışından satın alınabilecek bir ürün değil. Bu yüzden bu teknolojinin üretilmesi, temini mümkün olmayan, ticari sır olan bir teknolojinin kazanımı. Türkiye’nin bu pazarda herhangi bir oranda yer alması ciddi bir önem ve prestij taşır.”