Hâkim siyasetin Çingene’si HDP. (Elbette biz bu görüşte değiliz, ama fiilî durum öyle.) Bir zamanlar Türkçü Türklerin bile “düz ovaya buyurun” diyerek Kürtleri siyaset yapmaya dâvet ettiği bu partiye ve bilhassa seçmenine dışarıdan öyle bir boya vurulmuş ki ne rengi renge benziyor, ne deseni desen. Yani hem yemek hem yem. Hem azap verici ve hem de kullanışlı.
O kadar ki iktidar muhalefeti HDP üzerinden vurmaya çalışıyor. Muhalefet de iktidarın hücumlarını HDP dostluğuna dayalı eski AKP politikaları üzerinden püskürtmeye çalışıyor.
AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan bu minvalde yine konuşmuş ve önceki gün şunları söylemiş:
“Görülen o ki HDP kimi isterse Millet İttifakı’nın adayı o olacaktır. Millet İttifakı’nın adayı, aynı zamanda HDP’nin dile getirdiği Özgürlük İttifakı’nın da adayı olacaktır.”
Bu cümlelerin amacı AKP tarafından -elbette bilhassa MHP’nin isteğiyle- “siyasetin Çingenesi” muamelesi yapılan HDP’yi canlı bomba gibi göstermek. Böylece muhalefetin muhtemel ortak adayını milletten olabildiğince uzaklaştırmak.
Ancak bu sefer oy hırsızlığı ve tutarsızlıklar çok göze batıyor. Zira Öcalan’ın kırmızı bültenle aranan kardeşini seçim öncesi oy uğruna TRT’de misafir eden AKP ile şimdi MHP’nin hatırı için HDP’ye Çingene muamelesi yapan oy hırslısı AKP arasında aslında fark yok ve millet bu sefer artık görüyor.
Konuşmanın devamı da aslında bu çelişkiyi açık ediyor. Şöyle:
“Dün ‘İktidara geldiğimizde HDP’ye bir iki bakanlık verebiliriz’ diyen CHP’nin bugün adayını HDP belirliyor.”
Bu ne demek? Aday CHP’nin adayı mı yoksa Millet İttifakı’nın adayı mı olacak? Hatta Millet İttifakı’nın mı yoksa Özgürlük İttifakı’nın adayı mı olacak? Ne hakla adayları kriminalize ediyor?
Herkes biliyor ki çıkarılacak aday ya da adaylar muhalefetin adayı olacak ve muhalefet meşrû bir iştir. Bir iktidarın muhalefeti gayri meşrû ilân etmesi aslında kendi bindiği dalı kesmesidir. Zira iktidarın meşrûiyeti muhalefetinin meşrûiyetine bağlıdır.
Unutulmasın ki bir zamanlar etnik insanî temelli haklarını aramak için yanlış yollara giren ve girdiği yollar dağa çıkan Kürtleri “düz ovada siyaset yapmaya” dâvet edenlerin bir kısmı halen de AKP’de.
Ama aynı AKP şimdi muhalefeti düz ovada cephe savaşlarına çekmeye çalışıyor ve bunun için her şeyi ve elbette HDP’yi düpedüz alet ediyor.
Bunu yapabilmek için muhalefeti birbirine karşı kışkırtıyor.
Yetmiyor, seçmeni suçluyor ve korkutuyor.
İnsafı ve iz’anı kalmamış, camideki siyasî safları sıklaştırıyor.
O da yetmiyor ovadaki cepheyi netleştiriyor.
O da yetmeyecek…
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi’ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.