Bu Haftanın İlk 5'i

spot_img

Related Posts

İş dünyası ayrı tellerden çalıyor

EKONOMİ SERVİSİ

Hükümet bir yandan uyguladığı düşük negatif reel faiz politikası ile reel kesime üretim ve yatırım için uygun finansman sağlamaya çalışırken diğer yandan da döviz kurunu baskılayarak buradan gelecek ilave maliyetin enflasyona etkisini önlemeye ve fiyatlama davranışlarını öngörülebilir kılmaya çalışıyor. Fakat enflasyonun içsel nedenlerle yükselişi faiz cephesindeki açığı büyütürken, finans kesimi farklı yollara saparak kesenin ağzını kapatıyor. Döviz cephesinde tabelada sayılar yükselse de reel anlamda TL zaman zaman değerlenebiliyor. Hükümetin selektif kredi politikası ve liralaşma stratejisi ince bir ip üstünde ilerliyor. Bu süreçte iş dünyasından da her gün farklı bir ses yükseliyor. Dün üç ayrı açıklama ile karşılaştık. Aktarıyoruz.

‘İHRACAT DESTEKLERİ FAYDA SAĞLAYACAK’

Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) Koordinatör Başkanı Baran Çelik, birlikler bünyesinde düzenledikleri Ticaret Bakanlığı’nın yeni uygulamalarına ilişkin programda, küresel çapta yaşanan tedarik zinciri problemleri, enerji maliyetlerindeki astronomik artışlar, başlıca pazar olan Avrupa’daki resesyon tehlikesi gibi zincirleme sorunlarla ile karşı karşıya olunan bir süreçten geçildiğini söyledi. Baran Çelik, “Dünyadaki merkez bankalarının faiz artırımları nedeniyle finansmana erişimin her zamankinden daha zor olduğu bir dönemdeyiz. Diğer taraftan ihracatın tabana yayılması, sürdürülebilir ihracat artışı sağlanması ve en önemlisi yüksek katma değerli ihracat için de finansmana erişim hayati önem taşıyor. Yeni Nesil İhracat Destekleri ve Prefinansman Modeli böylesine zor bir dönemde ihracatın finansmanında önemli rol üstlenecektir. Başta Ticaret Bakanımız olmak üzere, emeği geçenlere teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

Ticaret Bakanı Mehmet Muş tarafından kamuoyu ile paylaşılan Yeni Nesil İhracat Destekleri ile Prefinansman Modeli uygulamalarının ihracatçılara daha etkin bir şekilde tanıtılması amacıyla Ticaret Bakanlığı’nın yoğun tanıtım ve bilgilendirme faaliyetleri düzenlediğini anlattı. Çelik, şöyle devam etti: “Yeni Nesil İhracat Destekleri ve Prefinansman Modeli ile ihracata yönelik mevcut ve yeni destek programları bütüncül olarak tek çatı altında toplandı. Pazara Giriş Projesi Hazırlama Desteği, Çok Kanallı Zincir Mağaza Desteği, İhracat Konsorsiyumları Desteği gibi yeni nesil ihracat destekleri yürürlüğe konuldu. Hedef Ülkeler Özelinde Destekler ve e-ihracat destekleri gibi yenilikler getirildi. Yeni başvuru süreci oluşturuldu ve bu kapsamında Türk Eximbank ve İGE AŞ’nin katılımıyla prefinansman ve teminata yönelik bir model geliştirildi. Bu model ile ihracatçılarımızın finansmana erişimleri kolaylaştırıldı. Bu şekilde Türk Eximbank tarafından prefinansman kredisi onaylanan ihracatçılarımıza, İGE AŞ’de öncelikli olarak teminat desteği sağlanması imkanı getirildi.”

DÜŞÜK FAİZ YETMİYOR ULAŞILABİLİR OLMALI

Dün düzenlenen 14. Rekabet Kongresi’nde konuşan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ise, düşük faiz politikasının amaçlarının tekrar ele alınması gerektiğini savundu. Turan, şunları söyledi: “Yatırımların yapılabilmesi için finansmanın sadece elverişli koşullarda olması değil finansmana erişim de gerekiyor. Yoğun regülasyonlar nedeniyle finansal kesimin kredi vermesi daha da zorlaşıyor. Bankacılarla birlikte, farklı illerimizden birçok iş insanı, üretici, ihracatçı son zamanlarda giderek yoğunlaşan bir şekilde finansmana erişimde yaşanılan sıkıntıları dile getiriyor. Nitekim 2020’den bu yana kredilerde reel gerileme dikkat çekiyor. Politika faiz oranlarının düşürülmesine rağmen, diğer faiz oranlarıyla aradaki ilişki kopmuşsa, krediye erişimde sorunlar varsa, düşük faiz oranları ile yatırımlar finanse edilemiyorsa, üstelik enflasyon ve kurlardaki sorunlar devam ediyorsa düşük faiz politikası ile hangi ekonomik amaçlara nasıl ulaşılacağının bir kez daha ele alınmasına ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.”

Enflasyondaki seviyelere de dikkat çeken TÜSİAD Başkanı, “Yüksek enflasyon şirketler kesimi ve hanehalkları için sürekli olarak belirsizlik, öngörülemezlik, bozulan kaynak tahsisi ve ilave maliyet yaratıyor. Enflasyonla mücadelede topyekun bir seferberlik ilan ederek, para politikasının yanı sıra, mali politikalar ve sektörlere dönük yapısal politikalarla ekonomimiz üzerindeki enflasyon kamburunu atmamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

FONLA BİZİ MERKEZ!

Bir başka açıklama ise Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe’den geldi. Başkan Gültepe, BloombergHT’de katıldığı yayında, kurun sanayiciyi destekleyen bir seviyede olması gerektiğini ifade etti. Gültepe, “Türkiye son 2-3 yılda üretim ve ihracat alanında iyi bir mesafe kaydetti. Rekabetçiliğimizi koruyabilmemiz için girdi maliyetlerini kontrol altına almak gerekiyor. Enflasyon dikkate alındığında kurun bu seviyelerde olmaması gerekiyor. Kurun enflasyon oranında artması gerekiyor. Kurun üreticilere destek çıkması gerekiyor. Aylık enflasyon yüzde 2 ise kurun da o seviyede artması gerekiyor. Hazır giyim sektöründen biri olarak şunu söyleyeyim, Türkiye’de birçok yatırım yapıldı. Çarkların dönmesi lazım, dünyaya satış yapmamız gerekiyor.” dedi. Gültepe de finansman konusunda bir çağrı yaparak, “İhracatı ilgilendiren düzenlemeler istişari olarak yapılmalı, ‘ben yaptım oldu’ şeklinde yapılmamalı. Düzenlemelerde her ihracatçıyı aynı kefeye koymamak gerekiyor. Önemli olan burada sanayiciyi dinleyerek kredi imkanlarını artırmak. Psikolojik olarak finansmanın önünü açmalıyız. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Eximbank’a acilen fonlama sağlamalı.”

SERAMİKÇİ ENERJİDE KARARLI FİYATLAMA İSTİYOR

İş dünyası ayrı tellerden çalıyor

Alanında dünyanın en büyük ikinci ihtisas fuarı olan UNICERA Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı, İstanbul Fuar Merkezi’nde kapılarını açtı. UNICERA Uluslararası Fuarcılık A.Ş. ve TG Expo Uluslararası Fuarcılık A.Ş. tarafından Türkiye Seramik Federasyonu (TSF) ve Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği (TİMDER) iş birliği ile organize edilen UNICERA Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı’nda konuşan Türkiye Seramik Federasyonu (TSF) Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay, “Ülkemizin ve sektörümüzün çalışarak üreterek verdiği katkı nedeniyle ihracatımız 3-4 kat arttı. İhracatımız 1.5 milyar dolara yaklaşıyor. Bu başarı dikkatleri üzerimize çekmemize ve haksız engellemelerle karşılaşmamıza yol açtı. Ülkemize yerli kaynaklara kendi gücümüze dayanan bir sektörüz. Bu da diğer sektörlerden ayrışmamızı sağlıyor. Avrupa Birliği tarafından muhatap bırakıldığımız Anti-Damping vergisi bu engellemelerin başında geliyor.” dedi. Önümüzde zorlu mücadelenin sektörü beklediğini kaydeden Zeynep Bodur Okyay, gerek yurt içinde gerekse yurt dışında desteğe ihtiyaç duyulacağını ifade etti.

Zeynep Bodur sözlerini şöyle sürdürdü: “Dışarıda rekabet gücümüzü artıracak ve enerjide belirsizliği ortadan kaldıracak ve stabil fiyatlama gibi her türlü önlemi konuşmamız ve bu yönde aksiyon almamız şart. Gün bugündür. Sektörün yanında olma zamanıdır. Kalite ve hizmet algımız yüksek. Bütün gücümüzü katma değerli kaliteli ürünler üretmeye harcamalıyız. Tasarım gücümüz yüksek. Bu ürünlere odaklamamız lazım. Fiyat kırmak yerine katma değeri yüksek müşteriyi Türkiye’ye çekmemiz lazım.”

Popular Articles